I- GİRİŞ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmesiyle, vatandaşların sosyal güvenliği ile ilgili düzenlemeler tek mevzuatta toplanmış, ancak, bu mevzuat içerisinde sigorta kolları yine farklı statülere ayrılmıştır. Bu ayrılma nedeniyle, bir kişi 5510 sayılı Kanun’a göre 4/a, 4/b ve 4/c kapsamında sigortalı olarak çalışabilmektedir. Sigortalılar, çalıştıkları süre içerisinde 4/a’lı (eskiden SSK’lı) olması gerekirken 4/b’li (eskiden Bağ-Kurlu) ya da 4/b’li olması gerekirken 4/a’lı gibi yanlış sigorta kolundan prim ödemiş olabileceği gibi iki sigorta kolundan da prim ödemiş olabilir.
Sosyal Güvenlik Kurumlarının tek çatı altında toplanmadan önce hizmetleri çakışan veya yanlış tescilden dolayı, Bağ-Kurlu olması gerekirken, SSK’lı olan ya da SSK’lı olması gerekirken Bağ-Kurlu olan sigortalıların, yanlış tescil sonucu ödedikleri primleri faizsiz kendilerine iade ediliyor, esas tescili yapılması gereken kurum tarafından da faizi ile birlikte primleri tahsil edilerek aslında iki Kurum da Devlet Kurumu olmasına rağmen kişiler mağdur ediliyordu.
Bu uygulama, 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un(1) 16. maddesi ile son bulmuş ve yeni düzenleme ile vatandaşlar 5434, 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanunlardan birisine tabi olması gerekirken, aynı süre içerisinde bir diğer sosyal güvenlik kurumuna da adına prim ödenmişse, yersiz ödenen bu primlerin asılları, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi üzerine hizmetlerin çakıştığı sürede en geç 6 ay içinde tâbi olması gereken Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilmekte, çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcu ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı Kanun’a tâbi kurumdan tahsil edilmektedir.
Sosyal güvenlik sistemi içerisinde sigortalılık statüsünün çakışması ile ilgili 5510 sayılı Kanunla ise daha önceki uygulamalardan farklı yeni bir uygulama getirilmiştir.
Bu makalede, sigortalılık hallerinin çakışması halinde 5510 sayılı Kanun’a göre nasıl bir uygulama yapıldığı ve 5510 sayılı Kanun’dan önce nasıl bir uygulama olduğu konularımda bilgi verilmeye çalışılacaktır.
II- İLGİLİ MEVZUAT
Sigortalılık statülerinin çakışması halinde nasıl bir uygulama olacağı 5434, 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanunlarda ortak bir düzenleme olarak yer almamakta idi. Uygulamada bu Kanunlardan hangisine tabi sigortalılık zorunlu ise bu sigortalılık süresi esas alınmakta aynı sürede başka kanuna tabi sigorta kaydı yapılmış ise bu iptal edilmekte idi. 5458 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile yapılan düzenleme sonrasında, o tarihte henüz birleşmemiş olan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nın birlikte hazırladıkları bir protokol sonrası SSK tarafından çıkarılan 12-156 Ek sayılı Genelge ile ortak uygulama başlatıldı. Bu üç sosyal güvenlik kurumunun birleşmesi sonrasında uygulamada yaşanan sıkıntılar nedeniyle bu defa SGK tarafından 2007/9 sayılı Genelge çıkarılmıştır. 5510 sayılı Kanunla ise uygulama tamamen tek elde toplandı. Sigortalılık statülerinin çakışması ile ilgili mevzuat hükümleri;
5458 sayılı Kanun’un 16. maddesi; ‘08.06.1949 tarih ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanunlardan birine tâbi sigortalı iken, aynı sürede bir diğer Sosyal Güvenlik Kurumu’na, adına prim ödendiği anlaşılan sigortalılardan yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi, T.C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tâbi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilir. Çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcu ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı Kanun’a tâbi kurumdan tahsil edilir. Sosyal sigorta kanunlarındaki sigortalılığın tespiti ile hizmetlerin birleştirilmesine ait hükümler saklıdır.
Bu nitelikte olup bu Kanun’un yürürlük tarihine kadar çakışan hizmet süreleri sosyal güvenlik kurumlarınca iptal edilmemiş olan sigortalılar da bu hükümden yararlandırılır.’
5510 sayılı Kanun’un 53. maddesi; ‘Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.
4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.
İsteğe bağlı sigortalı olanların 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları halinde, bu Kanun’un 51. maddesinin üçüncü fıkrası saklı kalmak kaydıyla isteğe bağlı sigortalılık hali sona erer.
Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık halleri ile 5. maddenin (a) ve (e) bentlerine tâbi sigortalılık hallerinin çakışması halinde, 4. madde kapsamında sigortalı sayılır ve birinci fıkra hükmü uygulanır.
Sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir.
Bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk defa sigortalı sayılanlardan 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olanların yaşlılık aylığı bağlanma taleplerinde, en fazla sigortalılığın geçtiği sigortalılık hali, hizmet sürelerinin eşit olması ile malûllük ve ölüm halleri ile yaş haddinden re’sen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi durumunda ise son sigortalılık hali esas alınır.’
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 27. maddesi; ‘(1) Sigortalının, Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hâllerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması hâlinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır. Bu sigortalılık hâli kesintiye uğrayıncaya kadar sigortalılık devam ettirilir. Kesintiye uğraması hâlinde, sonra başlayan sigortalılık hâli devreye girer. Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden, Kanun’un 4. maddesinin birinci fırkasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.
(2) Sigortalının, Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hâlleri ile 5. maddenin (a) ve (e) bentlerine tabi sigortalılık hâllerinin çakışması hâlinde, Kanun’un 4. madde kapsamında sigortalı sayılır ve birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık hâlinden başka bir sigortalılık hâli için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hâli için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık hâlinde geçmiş kabul edilir.
(4) Bu maddede belirtilen statü değişikliklerinde, bu Yönetmeliğin 14. maddesinde belirtilen sigortalılığın sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren, yeni statüye göre hak ve yükümlülükler başlar.’
III- 01.10.2008 TARİHİNDEN ÖN-CE ÇAKIŞAN HİZMETLER
5458 sayılı Kanun 01.04.2006 tarihinde yürürlüğe girdiğinden bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihe kadar çakışan hizmetler ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından iptal edilmemiş ise uygulama SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nın ortak çalışması sonrası, SSK tarafından çıkartılan 12-156 Ek sayılı Genelge’de belirtilen kriterlere göre işlem yapılmaktadır. Bu kriterler;
● Çakışan sürelere ait prim asıllarının sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi alındıktan sonra, ilgili sosyal güvenlik kurumuna devredilmekte, gecikme zamları ile diğer alınan ödemeler aktarılmamakta, T.C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumlardan da talep alınmakta,
● İlgili sosyal güvenlik kurumuna aktarılması gereken prim, diğer kurumda geçen sürelere ait prim asıllarını karşılayıp karşılamadığına ya da fazla olup olmadığına bakılmadan devredilmekte,
● İşsizlik sigortası primleri Sosyal Sigortalar Kurumu’nca Türkiye İş Kurumu’na aktarıldığından, çakışma sürelerinde ödenen işsizlik sigortası primlerine ilişkin bir işleme gerek olmamakta,
● Kurumlar arası hizmet çakışmalarının olduğu sürelerde sigortalı adına ödenen prim asıllarının tamamı ilgili kuruma devredilmekte, ancak devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, sigortalıdan veya 5434 sayılı Kanun’a tabi kurumdan tahsil edilmekte,
● Çakışan hizmet süreleri için her iki kuruma da prim ödendiğinin tespiti halinde, ödenmemesi gereken kurum tarafından, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi halinde ödenen primler ilgililere iade edilmekte,
● Birden fazla sosyal güvenlik kurumunda geçen hizmetlerin çakışıp çakışmadığının tespiti 2829 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda yapılmakta,
● 1479 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 1. maddesi ile 4956 sayılı Kanun’un geçici 18. maddesine göre vergi borçlanması talebinde bulunan Bağ-Kur sigortalılarının 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasında vergi borçlanması yaptıkları süreler Bağ-Kur tarafından sadece gün ve kazanç olarak değerlendirildiğinden, söz konusu sürede diğer kurumlara tabi çalışıldığının tespit edilmesi halinde, ilgili kurumlarca çakışan sürelere ait prim asılları Bağ-Kur’a aktarılmamakta,
● 5458 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.04.2006 tarihine kadar sosyal güvenlik kurumlarınca iptal edilmemiş olan sigortalıların çakışan hizmetleri için de aynı şekilde işlem yapılmakta,
● Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalılarının birden fazla ilde geçen hizmet süreleri varsa en son çalışmanın geçtiği işyerinin bağlı olduğu müdürlükçe, T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olanlar için de T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’nce prim iadesi yapılmaktadır.
IV- 01.10.2008 TARİHİNDEN SON-RA ÇAKIŞAN HİZMETLER
01.10.2008 tarihinde 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi sonucu, bir kişinin sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle 4/c’li sayılmakta, 4/c kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmaktadır. 4/b kapsamında sigortalı sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden kendilerini 4/a kapsamında sigortalı bildirememektedirler.
İsteğe bağlı sigortalı olanların 4/a, 4/b ve 4/c kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları halinde, isteğe bağlı sigortalılık hali sona ermektedir. Sigortalının, 4/a, 4/b ve 4/c sigortalılık halleri ile ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde ve Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerlerin sigortalılık hallerinin çakışması halinde, 4/a, 4/b ve 4/c kapsamındaki sigortalılık esas alınmaktadır.
Sigortalının, zorunlu sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler zorunlu olması gereken sigortalılık hali için ödenmiş sayılmaktadır.
01.10.2008 tarihinden itibaren ilk defa sigortalı sayılanlardan 4/a, 4/b ve 4/c kapsamında birden fazlasına tabi olarak çalışmış olanların yaşlılık aylığı bağlanma taleplerinde, en fazla sigortalılığın geçtiği sigortalılık hali, hizmet sürelerinin eşit olması ile malûllük ve ölüm halleri ile yaş haddinden re’sen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi durumunda ise son sigortalılık hali esas alınmaktadır.
V- SONUÇ
Sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanmadan önce, mevzuatın karmaşıklığı ve sosyal güvenlik kuruluşları arasındaki koordinasyonsuzluk ya da farklı bakanlıklara bağlı olmaları bir çok sorunu beraberinde getirmiştir. Bir kişinin hem şirket ortağı hem de işçi statüsünde çalışması halinde, hangi kuruluş tarafından sigortalı olacağı konusunda ayrıntılı bir yasal düzenleme yapılmamış, ancak yukarıda izah edildiği üzere ilgili sosyal güvenlik kuruluşları arasında yapılan protokollerle bu tür konular karara bağlanmıştır.
01.10.2008 tarihine kadar bir kişi 5434, 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanunlardan birine tâbi zorunlu sigortalı olması gerekirken, aynı süre içerisinde yanlışlıkla diğer Sosyal Güvenlik Kurumu’na tabimiş gibi adına prim ödenmişse, yersiz ödenen prim asılları, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi üzerine, T.C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tâbi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilmekte ve hizmetleri de iptal edilmemektedir. Bu nitelikte olup 01.04.2006 tarihine (5458 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi) kadar çakışan hizmet süreleri sosyal güvenlik kurumlarınca iptal edilmemiş olan sigortalılar da 5458 sayılı Kanun hükmünden yararlandırılarak hizmetleri iptal edilmemekte, 01.04.2006 tarihinden önce hizmetleri iptal edilmiş olanlar ise 5458 sayılı Kanun hükmünden yararlanamamaktadırlar.
01.10.2008 tarihinden sonra ise bir kişinin sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle 4/c’li sayılmakta, 4/c kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmaktadır.
Sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması ve 5510 sayılı Kanun’un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmesi ile sigortalılıkların çakışması hususunda uygulamada karşılaşılan sorunlar gayet açık ve anlaşılır şekilde çözümlenmiştir. Nitekim, daha önce sigortalılık hizmetlerinin çakışması ile ilgili olarak Yargıtay’da, sigortalılığın çakışması ile ilgili durumun çözümü için ekonomik yönden üstün ve baskın çalışma üzerinde durmuş ve ekonomik yönden üstün ve baskın çalışma hangi alanda ise, sigortalılığın ona göre belirlenmesi gerektiği yönünde bir çok kararlar vererek bu konunun açık ve net şekilde düzenlenmesi gerektiğine işaret etmiştir.