I- GİRİŞ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun(1) geçici 17. maddesinde düzenlenen ve Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin en temel özelliği olan zorunluluk ilkesinden sapma olarak niteleyebileceğimiz, 5 yıldan daha fazla prim borcu bulunan 4/b kapsamındaki sigortalıların hizmetlerinin durdurulması uygulaması, esas itibariyle 4/b kapsamındaki sigortalıların ödeyemeyeceği nitelikteki borçlarından kurtulması işlevine sahiptir.
Sigortalılığın, geçici 17. madde kapsamında durdurulması uygulaması, 4/b kapsamındaki sigortalıyı borçtan kurtarma yanında sağlık yardımlarına hak kazanma, 4/a ve 4/b kapsamındaki sigortalılık çakışmalarında 4/b kapsamındaki sigortalılık durdurulduğu için 4/a kapsamındaki sigortalılık hizmetlerinin geçerli sayılması, 4/a kapsamındaki sigortalılık süreleri yeterli ise 4/a kapsamından emekli olma gibi bir takım avantajlar sunmaktadır(2). Geçici 17. maddede düzenlenen, borç nedeniyle sigortalılığın durdurulması uygulaması, sigortalıyı sosyal güvenlik kapsamı dışına çıkarma gibi aleyhte düzenleme içeriyor görünse de durdurulan sigortalılığın sonradan sigortalı ya da hak sahipleri tarafından prim borçlarının tamamının ödenmesiyle canlandırılabilir olması sigortalı aleyhine olan bu olumsuzluğu ortadan kaldırma özelliğini de bünyesinde taşımaktadır.
4/b kapsamındaki sigortalıların, 5510 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesi gereği 5 yılı aşan borç nedeniyle sigortalılık sürelerinin durdurulması ve tersi biçimde durdurulmuş 4/b kapsamındaki sigortalılık sürelerinin yeniden canlandırılması yazımızın konusunu oluşturmaktadır.
II- SİGORTALILIK SÜRELERİNİN DURDURULMASI
Türk sosyal güvenlik sisteminde zorunluluk ilkesi egemendir(3). Bu ilke gereği sigortalı olmak kişi açısından sadece bir hak değil, aynı zamanda kaçınılamayan bir yükümlülüktür. Bir başka ifade ile sigortalı olup olmama konusunda kişinin iradesine bakılmaz; kişi istemese de, belirli koşulların oluşmasıyla birlikte sigortalı olmak zorundadır(4). Bu zorunluluk 5510 sayılı Kanun’un 92. maddesinde de hüküm altına alınmış, sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersiz sayılmıştır. Belirtelim ki; sosyal güvenlik hukukumuzdaki zorunluluk ilkesi, yüksek mahkemenin de bir çok kararında özellikle vurgulanmıştır(5).
5510 sayılı Kanun, kişilere isteğe bağlı sigortalı olabilme imkânı da sunmaktadır. Ancak vurgulamamız gerekir ki; sosyal güvenlik hukukundaki, kişilerin sigortalılık ilişkisini isteğe bağlı olarak sürdürmelerine imkan veren isteğe bağlı sigortalılık ilişkisi istisnai nitelik taşımaktadır. Bu nedenle zorunlu sigortalılık esas, isteğe bağlı sigortalılık ise istisnai niteliktedir(6).
Zorunluluk ilkesinin doğal sonucu olarak sigortalı ve Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) arasında emredici hükümlerle düzenlenen bir hukuksal ilişki meydana gelmektedir(7). 5510 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesi hükmü, 4/b kapsamındaki sigortalı ile SGK arasındaki ilişkiyi farklı bir boyuta taşımakta her iki taraf için de hukuki sonuçlar öngörmektedir. Sigortalılığın durdurulmasının sigortalı açısından lehte ve aleyhte bir takım sonuçları vardır. Ancak sigortalı açısından avantajları daha ağır bastığı için sigortalılığın durdurulmasını sosyal güvenlikte zorunluluk ilkesinin aşınması olarak ifade etmemiz mümkün olmaz. Dolayısıyla 5 yıldan fazla prim borcu bulunduğu için 4/b kapsamındaki sigortalılığın durdurulmasını istisnai bir işlem olarak değerlendirmek ve sonuçlarının sigortalı lehine olduğunu belirtmemiz gerekir.
1 Mayıs 2008 tarihi öncesine ait olmak üzere(8) 5 yıldan fazla prim borcu bulunduğu için sigortalılık hizmetlerinin geçici 17. madde kapsamında durdurulmasının sigortalı açısından birçok avantajı bulunmakla birlikte bu avantajlar sigortalıların taşıdıkları şartlara bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Geçici 17. madde kapsamında, sigortalılığın durdurulmasıyla 4/b kapsamındaki sigortalılar, 1 Mayıs 2008 tarihinden önceki sürelere ait prim borçlarını ödeme yükümlülüğünden kurtulmaktadır. Bununla birlikte bu sigortalıların 4/b kapsamına esas ticari faaliyeti halen devam ediyor ise 60 günden fazla prim borcu olmamak koşuluyla sağlık yardımlarına hak kazandığını özellikle belirtmekte fayda var. Bu kapsamda değerlendirildiğinde, geçici 17. madde uygulamasının, 4/b kapsamındaki sigortalılar için en temel haklardan biri olan sağlık hakkına erişime işlerlik kazandırma işlevini görmektedir.
Geçici 17. madde uygulamasının önemli bir diğer avantajı ise 4/a ve 4/b kapsamındaki sigortalılık hizmetlerinin çakışmalarında 4/b sigortalılığı durdurulduğu için 4/a sigortalılık hizmetlerine hak kazanılmasıdır. 4/b kapsamındaki sigortalılık sürelerinin durdurulması ile 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun(9) hükümleri devreden çıkacağı için 4/a kapsamındaki sigortalılık süreleri yeterli ise 4/a kapsamından emekli olabilmek de mümkündür. Önemle belirtelim ki; bu nitelikteki avantajlar tüm sigortalılar açısından geçerli olmayıp şarta bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Özellikle emekliliği yakın olan ve 4/a kapsamındaki sigortalılığı devam ettiği halde 4/b kapsamında geçmiş olan sigortalılık sürelerine emeklilik şartları açısından ihtiyaç duymayan sigortalıların tamamı için Geçici 17. madde uygulaması avantajlı olabilmektedir(10).
Geçici 17. madde uygulamasına getirilebilecek en büyük eleştiri hiç kuşkusuz prim borcu olan 4/b kapsamındaki sigortalıların sosyal güvenlik kapsamı dışına çıkarılmasıdır. Her ne kadar durdurulan sigortalılık süreleri daha sonra SGK’ya başvurarak primleri ödenmek koşuluyla tekrar canlandırılabilir olsa da sosyal güvenlik bilinci tam oturmamış sigortalıları, imkânları bulunmasına rağmen prim ödememeye teşvik edebilir niteliktedir. Özellikle şu an için durdurulan sigortalılık sürelerini canlandırma kabiliyeti bulunan ancak ilerleyen dönemlerde maddi durumu kötüleşerek durdurulan sigortalılığı maddi imkânsızlık nedeniyle canlandıramayacak olan 4/b kapsamındaki sigortalılar açısından geçici 17. madde uygulaması aleyhte sonuçlar doğurabilir ancak bu olumsuz sonuç, uygulamanın avantajları dikkate alındığında sigortalılar açısından tolore edilebilir nitelikte sayılabilir. Dolayısıyla bu olumsuzluğu geçici 17. madde uygulamasının önemsenmeyecek düzeydeki bir sapması olarak değerlendirmek gerekir.
III- DURDURULAN SİGORTALILIK SÜRELERİNİN CANLANDIRILMASI
30 Nisan 2008 tarihi itibari ile 5 yıldan fazla prim borcu bulunduğu için durdurulan sigortalılık sürelerinin canlandırılabilmesi için iki temel koşulun yerine getirilmesi gerekir. İlk koşul yazılı talepte bulunmak ikinci koşul ise durdurulan sürelerinin tamamına ait prim borcunun üç ay içinde ödemektir. 41. madde kapsamındaki borçlanmalarda olduğu gibi (askerlik, doğum borçlanması vb.) kısmi ödeme yaparak ihtiyaç duyulan süreler kadar hizmet kazanmak mümkün değildir. Dolayısıyla ya hep ya hiç kuralının olduğunu belirtelim.
5 yılı aşan borç nedeniyle(11) sigortalılığı geçici 17. madde kapsamında durdurulan 4/b kapsamındaki sigortalıların, talep tarihinde, 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesinin 2. fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödemeleri halinde daha önce durdurulan sigortalılık süreleri canlanır. Durdurulan sigortalılık sürelerinin canlandırılması için sigortalının SGK’ya yazılı olarak başvurması, prime esas kazanç seçmesi ve kendisine tebliğ edilecek borcun tamamını 3 ay içinde ödemesi yeterlidir.
Seçilecek günlük prime esas kazanç, bir günlük asgari ücret ile bunun 6,5 katı arasındadır ve miktarını sigortalı dilediği gibi belirleyebilir. Dolayısıyla ödemesi gereken toplam prim tutarını sigortalının şimdiden hesaplaması da mümkündür. Tehlike derecesi sonucu belirlenen kısa vadeli sigorta primine 32 (kısa + uzun vade prim tutarı) eklenir ve seçilen günlük prime esas kazançla çarpılır. Bulunan tutar canlandırılacak bir günlük borç miktarını verir. Asgari ücretin seçilmesi halinde ödenmesi gereken bir günlük miktar işin tehlike derecesine göre 9,21 TL ile 10,75 TL arasında değişmektedir. Bulunan bu tutar durdurulan toplam gün sayısıyla çarpılarak canlandırma için gerekli olan toplam ödeme tutarı hesaplanmış olur. Dolayısıyla yüksek basamakta bulunan sigortalılar eski borca nispeten daha düşük ödeme ile hizmetlerini canlandırmış olur.
IV-SONUÇ
5510 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesi hükmü gereği 30 Nisan 2008 tarihi itibari ile 5 yıldan fazla prim borcu bulunan 4/b kapsamındaki sigortalıların hizmetlerinin durdurulması uygulaması Türk Sosyal Güvenlik Sistemi’nin zorunluluk ilkesi ile çatışan ancak sigortalı lehine hukuki sonuçları daha ağır basan düzenlemelerindendir. Durdurulan sigortalılık sürelerinin daha sonra sigortalı ya da hak sahipleri tarafından geçici 17. madde kapsamında canlandırılması uygulamayı çok daha anlamlı kılmaktadır. Durdurulan sigortalılık sürelerini canlandırmak için yazılı başvuru yapmak, prime esas kazanç seçmek ve son olarak SGK tarafından tebliğ edilen borcu üç ay içinde ödemek yeterlidir.
Yazarlar:Murat GÖKTAŞ*
Murat ÖZDAMAR**
Yaklaşım / Ekim 2011 / Sayı: 226
(*) İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdür Yrd., SGK Başmüfettişi, ÇEKO Bilim Uzmanı
(**) İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdür Danışmanı, Doktora Öğrencisi, Adli Bilirkişisi
(1) 04.03.2006 tarih ve 26098 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) Murat GÖKTAŞ – Murat ÖZDAMAR, ‘5 Yıldan Fazla Prim Borcu Bulunan 4/b’li Sigortalıların Hizmetlerinin Durdurulmasının Sosyal Güvenlik Hukukundaki Zorunluluk İlkesi Kapsamında Değerlendirilmesi’, Sosyal Güvenlik Dünyası, Mart 2009, Sayı: 55, s. 43
(3) Müjdat ŞAKAR, Sosyal Sigortalar Uygulaması, Der Yayınevi, Yenilenmiş 8. Baskı, İstanbul 2006, s. 116
(4) Ali GÜZEL – Ali Rıza OKUR, Sosyal Güvenlik Hukuku, Beta Yayınevi, 10. Baskı, İstanbul 2004, s. 110
(5) Yrg. 21. HD.’nin, 01.02.1996 tarih ve 250/409 sayılı Kararı (Ayrıntılı bilgi için Bkz. GÜZEL – OKUR, age).
(6) Yusuf ALPER, Sosyal Sigortalar, Ekin Yayınevi, 4. Baskı, Bursa 2003, s.114
(7) Ali Nazım SÖZER, Sosyal Sigorta İlişkisi, İzmir 1991, s.29-30
(8) İlk defa 30 Nisan 2003 tarihinden sonra sigortalı olanlar için geçici 17. madde kapsamında sigortalılık sürelerinin durdurulması mümkün değildir. Zira 30 Nisan 2008 tarihi itibariyle oluşacak borç 60 ayı aşmayacaktır.
(9) 27.05.1983 tarih ve 18059 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(10) GÖKTAŞ – ÖZDAMAR, agm, s. 45
(11) Borcun 30 Nisan 2008 tarihi baz alınarak 60 aydan fazla olması gerekir. 60 ay borcu olanların sigortalılık süreleri durdurulmaz.