I- GİRİŞ
Ülkemizde 2016 yılı Mart ayı itibariyle faal olan limited şirket sayısı 761.127’dir. Mart ayında 5.317 adet limited şirket kurulmuş olup, bunların 3.281 tanesi tek kişilik limited şirket olarak tescil olunmuştur(1). Bu veriler, tek ortaklı limited şirket tercihinin arttığını göstermektedir. Bunun altında yatan en önemli etken, mülga 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu uyarınca limited şirketin kuruluşu ve faaliyetine devam edebilmesi için en az iki kurucunun ve ortağın bulunması aranmakta iken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)(2)’nun 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren limited şirketlerin bir kişi (gerçek veya tüzel) tarafından kurulmasına ve faaliyette bulunmasına imkan tanımasıdır.
Limited şirket ortakları, sahip oldukları esas sermaye paylarını kısmen veya tamamen diğer ortaklara veya üçüncü kişilere rahatlıkla devredebilirler. Bu devrin şirkete karşı geçerlilik kazanabilmesi için uyulması gereken kurallardan birisi limited şirket genel kurulundan onay (izin) almaktır. Ancak, uygulamaya baktığımızda, özellikle düşük oranda paylarına sahip olan ortakların pay devirlerinin diğer ortak ya da ortaklar tarafından reddedildiğini ya da sürüncemede bırakıldığını görmekteyiz. Bu çalışmada, gerek birden fazla ortaklı olarak kurulacak limited şirket kurucularına gerekse önceden kurulmuş olup da pay devirlerini kolaylaştırmak için ortaklara yol göstermesi bakımından, limited şirket esas sermaye paylarının devrinde yasanın kural olarak aradığı genel kurul onayının kaldırılması hususu üzerinde durulacaktır.
II- ESAS SERMAYE PAYLARININ DEVRİNDE GENEL KURUL ONAYININ KALDIRILMASI
Limited şirketin esas sermayesinin en az 10.000 TL olması şarttır. Şirket esas sermayesini oluşturan esas sermaye paylarının itibarî değerleri ise en az yirmibeş Türk Lirası olarak belirlenebilir. Ancak, TTK, esas sermaye paylarının tamamının itibari değerlerinin aynı olması yönünde bir zorunluluk getirmemektedir. Bu itibarla, limited şirketin esas sermayesini temsil eden paylar farklı itibarî değerlere de sahip olabilirler. Fakat, esas sermaye paylarının değerlerinin yirmibeş Türk Lirası veya bunun katları olması şarttır. Bu nedenle, limited şirket ortağının en az 25 TL tutarında bir paya sahip olması gerekir. Tabi, ortağın birden fazla esas sermaye payına sahip olması da mümkündür.
TTK, limited şirkette esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılmasını ve tarafların imzalarının noterce onanmasını şart koşmuştur. Böylece, TTK, eski Ticaret Kanunu’nda olan düzenlemeyi devam ettirmiş, yani devir sözleşmesini yazılı şekle bağlanmış ve imzaların noterce onaylanmasını şart koşmuştur.
TTK, esas sermaye payının devrinin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onanması mecburiyetinin yanında, yükümlülük getirdiği için önemli gördüğü sınırlı sayıda birtakım hususların devir sözleşmesinde belirtilmesini de şart koşmuştur. Bu çerçevede, esas sermaye payının devrine ilişkin sözleşmede;
- Ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinin,
- Rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu hususun,
- Önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım haklarının,
- Sözleşme cezasına ilişkin koşulların
belirtilmesi zorunludur.
Yukarıda belirtilen hususları devir sözleşmesine açıkça yazma zorunluluğunun sebebi, devralanın yükümlülüklerinin tam bilincinde olması ve bu hususta onun bilgilendirilmesi yükümünü de satıcıya yüklemektir. Ancak, bu kayıtların devir sözleşmesinde bulunmaması, sözleşmeyi geçersiz kılmaz, fakat devredenin bazı hallerde sorumluluğuna sebep olur. Bununla birlikte, payların devir neticesinde yeni ortağa geçişi kural olarak genel kurulun onayı ile gerçekleşir. Genel kurulca onaylanmasına kadar sözleşme askıdadır(3). Zira, TTK’nın 595. maddesinin ikinci fıkrasında ise “Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.” hükmüne yer verilmiştir. Böylece, TTK’da devrin şirkete karşı geçerlilik kazanabilmesi için kural olarak genel kurulun onayını aramıştır. Bu çerçevede, devir sözleşmesinin taraflarının, genel kurulun onayını almak için şirkete başvurmaları gerekir. Başvuru üzerine, şirket müdürü veya müdürler kurulu, genel kurulu toplantıya çağırır.
TTK’nın 617. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, herhangi bir ortak sözlü görüşme isteminde bulunmadıkça, esas sermaye payının devrine ilişkin genel kurul onayı, ortaklardan birinin önerisine diğer ortakların yazılı onayları alınmak suretiyle de verilebilir. Müdürler kurulunun devamlı olarak toplanamaması veya toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması yahut şirketin müdürünün olmaması durumlarında, payını devreden ortak mahkemeye müracaat edip izin almak suretiyle genel kurulu toplantıya çağırabilir. Ayrıca, şirket müdürünün veya müdürler kurulunun genel kurulu toplantıya çağırmaması halinde, payının devreden ortak, şirket sermayesinin en az onda birine (% 10’una) sahip olmak koşuluyla müdürden veya müdürler kurulundan genel kurulu toplantıya çağırmasını isteyebilir. Payını devreden ortak da esas sermaye payının devrinin onaylanacağı genel kurul toplantısına katılabilir(4).
Burada dikkat çeken bir yenilik, TTK’nın, her halükarda, limited şirket genel kurulunun, başvurudan itibaren üç ay içinde, pay devrini reddetmemesi durumunda pay devrine onay verilmiş sayılacağını hükme bağlaması olmuştur. Bu çerçevede, limited şirket genel kurulunun sessiz kalarak pay devrinin onayını sürüncemede bırakması engellenmiştir(5). Dolayısıyla, şirket müdürü veya müdürü genel kurulu toplantıya çağırmaktan kaçınsa dahi, şirkete başvuru tarihinden itibaren genel kurulun üç ay içerisinde toplanıp onay veya ret kararı vermemesi halinde, esas sermaye payının devri genel kurul tarafından onaylanmış kabul edilecektir.
Bu konuda belirtilmesi gereken bir diğer husus da, TTK’nın genel kurul onayını eski Kanun’a kıyasla oldukça hafifletmiş olmasıdır. TTK’nın 620. maddesi gereği, esas sermaye paylarının devirlerinin onaylanması hususu için genel karar alma yetersayısı aranır. Diğer bir deyişle, eğer şirket sözleşmesinde aksine bir düzenleme yok ise, bu konuda toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile karar alınabilir. Oysa, eski Kanun, bu konuda birbirinden bağımsız iki ayrı koşulun varlığını emretmekte idi. Bunlardan birincisi, ortakların en az dörtte üçünün devre onay (muvafakat) vermesi, ikincisi ise bu ortakların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması idi. İki koşul sağlanmadan pay defterine yapılacak kayıtlar, kanunun emredici hükmünün açıkça ihlali manasına geleceğinden hüküm de doğurmuyordu.
Görüldüğü üzere, pay devrine ilişkin genel kurul onayı, hem zaman almakta hem de birtakım formalitelere uyulmasını gerektirmektedir. Kaldı ki, payını bir an önce devredip şirketten ayrılmak isteyen bir ortağı, üç ay bekletmek de, her zaman kabul görmeyebilir. Ayrıca, önceki kısımlarda belirttiğimiz üzere, şirketin çoğunluk payına sahip olan ortak ya da ortakların devre onay vermeyi bir baskı aracı olarak kullanmaları, hatta üç ay bekletip bu süre sonunda ret yönünde karar vermeleri de mümkündür.
Bu nedenle, limited şirket esas sermaye paylarının devrini kolaylaştırmak ve anılan mahzurları ortadan kaldırmak için atılacak adımların başında genel kurulun onayını kaldırmak gelmektedir. Yukarıda belirttiğimiz TTK’nın 595. maddesinin ikinci fıkrasının başındaki “Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse” şeklindeki ifade, genel kurulun onayına ilişkin bu düzenlemenin emredici olmadığını göstermektedir. Anılan fıkranın gerekçesinde “Devir için, genel kurulun (kural olarak) onayı şarttır. Ancak onaya ilişkin ikinci fıkra emredici değildir. Şirket sözleşmesinde, onayın aranmayacağı devrin kurulmasıyla gerçekleşeceği öngörülebilir.” denilerek, genel kurul onayının şirket sözleşmesinde açıkça öngörülmek şartı ile kaldırılabileceği açıkça belirtilmiştir. Genel olarak devri düzenleyen 593. maddenin gerekçesinde de “Şirket sözleşmesi, 593. maddede öngörülen genel kurulun onayını hafifletebilir, belirli bazı hallere özgüleyebilir, hatta kaldırabilir.” denilmiştir. Bu çerçevede, esas sermaye devirlerinde genel kurul onayının aranması hususu, şirket sözleşmesine konacak açık bir hüküm ile kaldırabilir. Şirket sözleşmesinde böyle bir hüküm yok ise, doğal olarak TTK md. 595/f.2 hükmü gereği genel kuruldan onay alınması şart olur.
Dolayısıyla, esas sermaye pay devrindeki formaliteleri asgariye indirmek ve ortakların serbestçe paylarını devretmelerine izin vermek isteyen limited şirketlerde, şirket sözleşmesine, esas sermaye paylarının devrinde genel kurulun onayının aranmayacağı, devrin kurulmasıyla gerçekleşeceği şeklinde bir hüküm konulması gerekir. Örneğin; şirket sözleşmesine “Esas sermaye payının devrinde genel kurul onayı aranmaz. Esas sermaye payının devri, yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onanması ile geçerli olur.” şeklinde bir hüküm konulduğu takdirde, tutarı ve oranı ne olursa olsun esas sermaye paylarının devrinde genel kurul onayı aranmaz, noter huzurunda yapılacak devir sözleşmesinin şirkete bildirimi ile devir geçerli olur ve şirkete karşı da hüküm ifade eder.
TTK’nın 621. maddesine göre, esas sermaye paylarının kolaylaştırılmasına dair genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabilir. Dolayısıyla, şirket sözleşmesinde esas sermaye paylarının devrinde genel kurul onayının kaldırılmasına dair değişiklik yapabilmek için oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun toplantıda hazır bulunması ve kararın da bu toplantıda temsil edilen oyların en az üçte ikisi ile alınması gerekir. Limited şirketin kuruluşunda böyle bir hüküm koyabilmek için ise, anılan sözleşme zaten bütün kurucular tarafından imzalanacağından, herhangi bir yetersayı zaten aranmaz, anılan hükmün oybirliği ile sözleşmeye konulduğu kabul edilir.
Yeri gelmişken, pay devrine ilişkin atlanmaması gereken bazı hususlara da değinmek faydalı olacaktır. İster genel kurul onayı ile isterse onay olmadan geçerlilik kazanmış olsun, esas sermaye paylarının devirlerinin tamamlanmasını takiben müdür veya müdürler kurulu tarafından pay defterine kaydedilmesi gerekir. Ancak, devir işleminin pay defterine kaydedilmesi, pay devrinin geçerlilik kazanmasının koşullarından birisi değildir. Bu nedenle, pay defterine kayıt, kurucu değil bildirici nitelik taşır. Müdürün veya müdürler kurulunun pay devrini pay defterine kaydetmemesi halinde, payını devredenle birlikte devralan kişi, devri keyfiyetinin pay defterine kaydedilmesini şirketten isteyebilir(6).
TTK ayrıca, esas sermaye payının devrinin ticaret siciline tescilini, devredenin ve üçüncü kişinin korunması yönünden gerekli görmüştür(7). Bu tescil işlemi kurucu değil bildirici niteliktedir(8). TTK, bu görevi de limited şirket müdürlerine yüklemiştir. Bu itibarla, esas sermaye paylarının devirlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından otuz gün içinde ticaret sicili müdürlüğüne başvurulması gerekir. Eğer pay devrinde genel kurulun onayının aranmayacağı şirket sözleşmesi ile hüküm altına alınmış ise, esas sermaye paylarının devirlerinin tesciline ilişkin başvuruda sadece aşağıda belirtilen belgeler ticaret sicili müdürlüğüne verilir:
a) Esas sermaye payının devrine ilişkin tarafların imzaları noter onaylı devir sözleşmesi.
b) Pay devrinin işlendiği pay defterinin ilgili sayfasının örneği.
III- ÖZET VE SONUÇ
Limited şirketlerde esas sermaye payının devrinin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onanması şarttır. Devrin şirkete karşı geçerlilik kazanabilmesi için ayrıca genel kurulun onayını almak gerekir. Ancak, şirket sözleşmesine, esas sermaye paylarının devrinde genel kurulun onayının aranmayacağı, devrin noter huzurunda devir sözleşmesinin imzalanması ile gerçekleşeceği şeklinde bir hüküm konulduğu takdirde, tutarı ve oranı ne olursa olsun esas sermaye paylarının devrinde genel kurul onayı aranmaz, noter huzurunda yapılacak devir sözleşmesi ile devir gerçekleşmiş olur.
Şirket sözleşmesinde böyle bir hüküm yoksa, devrin genel kurulca onaylanması şart olur. Dolayısıyla, limited şirket esas sermaye paylarının devrine ilişkin olarak noter onaylı sözleşme dışında bir yükümlülüğün bulunmaması arzu ediliyorsa, kuruluşta şirket sözleşmesine bu yönde hüküm koyarak, halihazırdaki şirketler açısından ise genel kurulca sözleşme değişikliği kararı alınarak genel kurul onayının kaldırılması gerekir. Aksi takdirde, esas sermaye paylarını devretmek isteyen ortakların kaderi, eskiden olduğu üzere çoğunluk pay sahiplerinin iki dudağı arasından çıkacak söze bağlı kalır.
Yazar: Soner ALTAŞ*
Yaklaşım / Ocak 2017 / Sayı: 289
* Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi
(·) Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurum’u bağlamaz.
(1) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 2016 Yılı Mart Ayı Veri Bülteni, s. 9, http://www.gtb.gov.tr/data/56879bf71a79f536e0637cff/2016 Yılı Mart Ayı Veri Bülteni.pdf, Erişim: 19.11.2016
(2) 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için “TTK” kısaltması kullanılmıştır.
(3) Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324, S.Sayısı: 96
(4) Ramazan GÖNEN, “Limited Şirkette Esas Sermaye Payının Devri”, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt: 87, Sayı: 2013/2, Mart-Nisan 2013, s. 392
(5) Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324, S.Sayısı:96
(6) GÖNEN, agm, s. 395
(7) Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324, S.Sayısı: 96
(8) Ünal TEKİNALP, Yeni Anonim ve Limited Ortaklıklar Hukuku İle Tek Kişi Ortaklığının Esasları, İstanbul 2011, s. 373