Danıştay 4. Dairesi |
Tarih : 02.02.2015 |
Esas No : 2013/495 |
Karar No : 2015/87 VUK Md. 12 |
VERASETEN İNTİKAL EDEN TİCARİ MİNİBÜS NEDENİYLE MÜKELLEFİYET TESİSİ |
Mirasçıya veraseten intikal eden mal varlığının salt ticari mahiyette olması ve mirasçının da mirası reddetmemesi doğrudan mirasçıyı vergi mükellefi kılmayacağı, veraseten intikal eden ticari minibüs nedeniyle vergi mükellefiyeti tesis edilebilmesi için söz konusu minibüsün davacı tarafından veraseten intikal ettikten sonra da ticari amaçla kullanıldığının tespit edilmesi gerektiği hk.
İstemin Özeti: Davacının varisi olduğu (…)’a ait ticari minibüsün intikali nedeniyle tesis edilen mükellefiyetin iptali ile işe başlamanın zamanında bildirilmemesi nedeniyle kesilen usulsüzlük cezası ve 2011 yılının 1 ila 3. dönemlerine ilişkin geçici vergi beyannamelerinin elektronik ortamda süresinde verilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Vergi Mahkemesi kararıyla; davacıya veraseten intikal eden ticari minibüsten dolayı varisler adına 29.03.2011 tarihi itibarıyla gelir vergisi ve geçici vergi mükellefiyeti tesis edildiği, 213 saylı Kanun’un 12. maddesine göre ölüm halinde mükellefin ödevlerinin mirası reddetmemiş mirasçılara geçeceği, bakılan davada ise mirasın reddedilmediği, intikal eden ticari minibüs nedeniyle davacı adına vergi mükellefiyeti tesis edildiği, murisin vefatından yaklaşık üç ay sonra varisler tarafından intikal eden minibüs üzerindeki tasarruf ve kullanım hakkının davacıya devredildiği, ancak bu durumun varisler ve davacı tarafından davalı idareye bildirilmediği, öte yandan davacı hakkında mükellefiyet tesis edildiği tarihe kadar ticari minibüsün hususiye çevrildiği, trafikten çekildiği ya da hurdaya ayrıldığına dair bir bilgi ya da belgenin de idareye sunulmadığı, bu durumda davacı adına tesis edilen mükellefiyet işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak, bu işlemin davacıya 24.08.2011 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten sonra davacı adına tesis edilen mükellefiyet kaydının hüküm ve sonuçlarını doğuracağı, dolayısıyla davacı adına ancak bu tarihten sonra elektronik ortamda beyanname verilmesinin mümkün olduğu, davacının mükellefiyet kaydının bulunmadığı dönemlerde hesabının ve şifresinin olmadığı dolayısıyla 2011 yılına ilişkin ilk iki dönemleri için elektronik ortamda beyanname verilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka uygunluk görülmediği, fakat işe başlamanın zamanında bildirilmemesi nedeniyle kesilen usulsüzlük cezası ile 2011 yılının üçüncü dönem geçici beyannamesi verilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle 2011 yılının ilk iki dönemine ilişkin geçici vergi beyannamelerinin elektronik ortamda verilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük ve usulsüzlük cezalarını kaldırmış, kesilen diğer özel usulsüzlük ve usulsüzlük cezaları ile tesis edilen mükellefiyet işlemi yönünden davayı reddetmiştir. Karar taraflarca temyiz edilmiş, davacı tarafından tesis edilen işlemin ve kesilen cezaların hukuka aykırı olduğu, davalı idare tarafından ise kesilen özel usulsüzlük cezalarının hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Karar: Davacının varisi olduğu (…)’a ait ticari minibüsün intikali nedeniyle tesis edilen mükellefiyetin iptali ile işe başlamanın zamanında bildirilmemesi nedeniyle kesilen usulsüzlük cezası ve 2011 yılının ilk üç dönemine ilişkin geçici vergi beyannamelerinin elektronik ortamda süresinde verilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davada, 2011 yılının ilk iki dönemi için geçici vergi beyannamelerinin elektronik ortamda verilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezalarını kaldıran, kesilen diğer özel usulsüzlük ve usulsüzlük cezaları ile tesis edilen mükellefiyet işlemi yönünden davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiştir.
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 161. maddesinde; vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesinin işi bırakmayı ifade ettiği, işlerin herhangi bir sebep yüzünden geçici bir süre için durdurulmasının işi bırakma sayılmayacağı belirtilmiş, 164. maddesinde ise; ölümün işi bırakma hükmünde olduğu kuralına ver verilmiştir.
(…)’in 28.03.2011 tarihinde vefatı üzerine adına kayıtlı bulunan (…) plakalı ticari minibüsün varislere intikal ettiği, varisler tarafından mirasın reddedilmediği, veraseten intikal eden minibüsün ise ticari nitelikte olması nedeniyle 29.03.2011 tarihi itibarıyla davacı adına gelir vergisi ve geçici vergi mükellefiyeti tesis edildiği, tesis edilen mükellefiyetin iptali ve kesilen cezaların kaldırılması istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, 213 sayılı Kanun’un anılan 164. maddesi uyarınca davacının varisi olduğu (…)’in ölümüyle birlikte ticari minibüs işletmesinde müteşekkil olan işin bırakıldığı açıktır. Davacı adına, veraseten intikal eden ticari minibüs nedeniyle vergi mükellefiyeti tesis edilebilmesi için ise söz konusu minibüsün davacı tarafından veraseten intikal ettikten sonra da ticari amaçla kullanıldığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Ölüme ilişkin bildirimin varisler tarafından yapılması üzerine 30.06.2011 tarihinde muris (…) hakkında düzenlenen yoklama fişiyle, mükellefin 28.03.2001 tarihinde vefat etmesi nedeniyle minibüs işletmeciliğinden oluşan ticari faaliyetin sona erdiği, (…) plakalı aracın muris adına kayıtlı olduğu, aracın plakası sökülmüş durumda halen davacının evinin önünde bulunduğu ve murisin vefatından sonra çalıştırılmadığı; 31.10.2011 günlü yoklama fişiyle de söz konusu aracın 29.03.2011-01.08.2011 tarihleri arasında çalıştırılmadığı, herhangi bir ticari veya mesleki faaliyette kullanılmadığı, aracın 01.08.2011 tarihinde davacı adına tescil edildiği ve bu tarihte trafikten çekildiği hususları tespit edilmiştir. Diğer taraftan, 20.06.2011 gün ve 4796 sayılı feragatnameyle, varisler (…), (…), (…)’ın diğer varis davacı lehine ticari minibüse ilişkin miras paylarından vazgeçtikleri ve minibüsün 06.12.2011 günlü araç satış sözleşmesiyle davacı tarafından satışının yapıldığı görülmüştür.
Bu durumda, davacıya veraseten intikal eden ticari minibüs nedeniyle adına vergi mükellefiyeti tesis edilmiş ise de, minibüsün ticari faaliyette kullanıldığına dair herhangi bir tespitte bulunulmadığı gibi aksine ticari faaliyette kullanılmadığına dair tespitlerin de davalı idarece yapıldığı sabittir. Bu nedenle, veraseten intikal eden minibüsün davacı tarafından ticari faaliyette kullanılmadığı sonucuna ulaşılmış olup, minibüsün salt ticari mahiyette olması ve davacının da veraseten intikal eden söz konusu minibüsten oluşan mirası reddetmemiş olması nedeniyle mirasçı olan davacı adına tesis edilen vergi mükellefiyetinde ve buna bağlı olarak kesilen cezalarda hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesinin kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, oybirliğiyle karar verildi.