Transit ticaret kapsamında yapılan alım satım işlerinin KDV karşısındaki durumu ve Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilip edilmeyeceği hk.
|
Tarih | 08/03/2012 | ||||||||||||||||||||||
Sayı | B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-900 | ||||||||||||||||||||||
Kapsam | |||||||||||||||||||||||
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, transit ticaret kapsamında yaptığınız alım satım işlemlerinizin, katma değer vergisi karşısındaki durumu ile Ba-Bs formlarında bildirime konu edilip edilmeyeceği hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinin birinci fıkrasında; Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler ile her türlü mal ve hizmet ithalatının katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Yine, aynı Kanun’un 6’ncı maddesinde ise işlemlerin Türkiye’de yapılmasının; a) Malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını, b) Hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını, ifade ettiği hüküm altına alınmıştır. Mezkûr Kanun’un 16’ncı maddesinin birinci fıkrasının c bendinde ise; Gümrük Kanunu’ndaki transit ve gümrük antrepo rejimleri ile geçici depolama ve serbest bölge hükümlerinin uygulandığı malların katma değer vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır. Genel olarak, transit ticaret, alış ve satış bedelleri arasında lehte fark esas olmak üzere (makul olmak üzere aleyhte fark kabul edilebilir) gerçek veya tüzel kişi transit tacirince yurt dışından alınan bir malın yine yurt dışına gönderilmesi şeklinde olmakla beraber, serbest bölgede yerleşik bir firmadan ya da antrepodan satın alınan malın ülkemiz üzerinden transit olarak veya doğrudan doğruya yurt dışında veya serbest bölgede yerleşik bir firmaya ya da antrepoya satılmasıdır. Uluslararası anlaşmalarla ticareti yasaklanmış mallar ile Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın madde politikası itibarıyla transit ticaretinin yapılmasını uygun görmediği mallar transit ticarete konu olamaz. Yine ithalat ve ihracat yapılması yasaklanmış ülkelerle de transit ticaret yapılamaz. Transit ticaret işlemlerinin gümrük mevzuatında yer alan transit rejimi çerçevesinde yürütülmesi gerekmektedir. Transit ticarete konu olan mallarla ilgili olarak, ithalata ve ihracata ilişkin vergi, resim, harç ve fon tahsil edilmez. Gümrük idarelerince verilebilecek izne istinaden malların Türk gümrük hattını aşarak işçilik görmek üzere fiktif depo veya antrepolara alınması ‘fiili ithal’ hükmünde değildir. Transit ticarete yurt dışında satın alınan veya imal olunan malın yine yurt dışında teslimi söz konusudur. Transit ticarete konu mallar kurumun mal varlığına girip çıkmasına ve satışın fatura ile belgelenmesine rağmen, millileştirilmeksizin satışa konu olduğu için malın teslimi Türkiye sınırları içinde olmaması nedeniyle, KDV’nin konusuna girmez ve KDV beyannamesinde hiçbir şekilde gösterilmez. Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 148, 149 ve Mükerrer 257’nci maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını ‘Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)’ ile; mal ve hizmet satışlarını ise ‘Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)’ ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiştir. Söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri 396 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde açıklanmıştır. 396 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin, 1.2.1 bölümünde ‘Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir.’açıklaması yer almaktadır. Ayrıca aynı Tebliğ’in, 1.2.2. bölümünde de ‘Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, ‘Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)’ ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise ‘Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)’nun Tablo II alanında bildirilecektir.’ açıklamasında bulunulmuştur. Buna göre; Kurumunuz tarafından yurt dışından ithal edilen tıbbi ilaçlar Gümrük Kanunu uyarınca gümrük antrepo rejimi veya geçici depolama hükümlerinin uygulandığı yerlere konulması ve henüz millileştirilmeden tekrar yurt dışına satılması işleminde, mallara ilişkin fatura bilgileri kurumun mal varlığına girip çıkmasına ve satışın fatura ile belgelenmesine rağmen, millileştirilmeksizin satışa konu olduğu için malın teslimi Türkiye sınırları içinde olmaması nedeniyle, KDV’nin konusuna girmez ve KDV beyannamesinde hiçbir şekilde gösterilmez. Diğer taraftan, transit ticaret kapsamında yapılan işlemlerde faturalandırma işleminde, yabancı ülke firmasınca adınıza fatura düzenlenmesi gerekmekte olup diğer taraftan da başka bir ülke veya serbest bölgede faaliyette bulunan firmaya mal satıldığında firmanızca da fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Genel olarak bu mal alım satım işlemi sonucunda satışınız ile alışınız arasında müspet kâr oluşacağı tabidir. Bu nedenle, transit ticaret kapsamında yapılan mal alım satımlarında fatura düzenlenmesi gerektiğinden, 396 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin 1.2.2. bölümünde belirlenen, katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alış ve satış bilgileri Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilerek bildirilmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. |