I- GİRİŞ
Eğitim, günümüzde en pahalı yatırımların başında gelmektedir. Bireyler kendileri ya da çocukları için eğitim harcaması yaparken, şirketler de neticede şirket kârını maksimize etmek amacıyla da olsa çalışanları için eğitim harcaması yapabilmektedir. Bu ikinci tür eğitim harcamaları genellikle meslekiçi eğitim adıyla anılmaktadır ve şirketin faaliyet konusuyla ilgili olmaktadır.
Gerek bireyler ve gerekse şirketler yapmış oldukları eğitim harcamalarını belirli şartlar altında vergiye tâbi gelirlerinden indirebilmekte yani matrahlarını küçültmek suretiyle vergi avantajına sahip olabilmektedirler. Aşağıda şirketlerin ya da gelir vergisi mükelleflerinin hangi tür eğitim harcamalarını hangi şartlarda indirim konusu yapabilecekleri açıklanmıştır.
II- GELİR VERGİSİ KANUNU’NUN 89. MADDESİNE GÖRE EĞİTİM GİDERLERİNİN MATRAHTAN İNDİRİMİ
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinin 5281 sayılı Kanunla değişik ikinci bendine göre gelir vergisi mükellefleri ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesi gereği kurumlar vergisi mükellefleri, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde; beyan edilen gelirin % 10’unu aşmaması, Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim harcamalarını gelirlerinden indirebilir.
A- İNDİRİMDEN KİMLER FAYDALANABİLİR?
Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesine göre eğitim ve sağlık giderlerini, vergi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapabilecek olanlar gelir vergisi beyannamesi veren gelir vergisi mükellefleridir. Aynı Kanun’un 85. maddesine göre mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Beyanname verilmeyecek haller ise Kanun’un 86. maddesinde belirtilmiştir.
Bu duruma göre, Kanun’da tanımlanan ‘beyanname verilmeyecek haller’ dışındaki durumlarda beyanname vermek durumunda olan tam ve dar mükellefler eğitim giderleri indiriminden faydalanabilecektir. Yani uygulamadan sadece beyanname veren gelir vergisi mükellefleri faydalanabilmekte, ücretliler ise eğitim giderlerini Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesi kapsamında kazançlarından indirememektedirler.
Beyan edilen gelir türünün önemi olmayıp, eğitim harcamaları yasal sınıra kadar bütün kazanç ve iratlardan indirilebilir. Ancak bir yıla ait olarak yapılan eğitim harcamasının, gelirin yetersiz olması nedeniyle ilgili yılda tamamen indirilememesi halinde, kalan tutarın izleyen yıllara ait gelirden düşülmesi mümkün değildir(1).
B- HANGİ GİDERLER İNDİRİLEBİLİR?
Matrahın tespitinde indirim konusu yapılabilecek giderler; mükellefin,
a- kendisi,
b- eşi ve
c- küçük çocukları
ile ilgili olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamalarıdır.
Maddede geçen ‘küçük çocuklar‘ ifadesinin Gelir Vergisi Kanunu’nda tanımı yoktur. Bu durumda genel hükümlere göre Medeni Kanun’a bakmak ve 18 yaşından küçük çocukların eğitim giderlerinin indirim olarak dikkate alınabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır(2).
Bahse konu 89. maddenin ikinci bendinde söz edilen eğitim harcamaları kavramının içerisine hangi tür giderlerin gireceği ile ilgili bir düzenleme mevcut değildir. Ancak ücretlilerde vergi iadesi uygulamasıyla ilgili mülga mükerrer 121. maddenin uygulanmasıyla ilgili olarak yayımlanan 255 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’ne göre;
a- Eğitim ve öğretim kurumları, anaokulu, kreş ve dershanelere eğitim amacıyla yapılan ödemeler,
b- Eğitim amaçlı kurs ücretleri,
c- Okul servis ücretleri,
d- Kitap ve kırtasiye alımları için yapılan harcamalar,
e- Öğrencilerin özel yurt ve pansiyonlarda kalmaları durumunda ödenen tutarlar
vergi indirimine esas alınacaktır. Burada bahsedilen eğitim harcamalarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinin ikinci bendi uygulamasında da indirim konusu yapılabilecek harcamalar olduğu söylenebilir.
Üniversitelere yatırılan ücret ve öğretim harçlarının beyan edilen gelirden indirilebilmesi için üniversitenin kurumlar vergisine tabi olması ve bu kurumlardan alınacak fatura ile belgelendirilmesi gerekmektedir(3).
Eğitim amaçlı olarak kullanılan internet hizmeti için yapılan harcamalar eğitim harcaması olarak beyan edilen gelirden indirilebilir(4). Ancak, spor ve müzik kurslarına ödenen ücretler, üniversite ve okullara giriş hazırlığıyla ilgili olanlar hariç gazete ve dergi bedelleri, oyuncak, müzik aleti, CD ve disket bedelleri, tiyatro, konser ve sinema giriş ücretleri, okul aile birliği ve benzeri derneklere yapılan bağışlar, Türkiye’de vergi mükellefi olmayan vakıf üniversite ve okullarına ödenen eğitim ücretleri, devlet okullarına ödenen harçlar(5) ile bilgisayar alımına ilişkin olarak yapılan harcamalar eğitim harcaması olarak kabul edilmemektedir(6).
C- İNDİRİMİN ŞARTLARI
Kanun’da, gelir vergisi matrahının tespitinde, eğitim ve sağlık harcamaları indiriminden faydalanma şartları olarak şunlar sayılmıştır: Giderin,
a- Beyan edilen gelirin(7) % 10’unu(8) aşmaması,
b- Türkiye’de yapılması,
c- Gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi,
d- Mükellefin kendisi, eşi ve çocukları tarafından yapılması ve satın alınan mal ve hizmetlerin bunlar tarafından tüketilmesi(9).
İndirimden faydalanabilmek için bahse konu eğitim giderlerinin Türkiye’de yapılması şarttır ve yapılan harcamanın gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir. Burada, hizmet alınan eğitim kurumunun Türkiye’de tam ya da dar mükellef olması gerektiği açıktır. Fakat ‘harcamaların Türkiye’de yapılması’ ibaresinden ne anlaşılması gerektiği konusunda yapılan bir düzenleme mevcut değildir. Ancak bu konuda, Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinin ikinci bendi ile mülga mükerrer 121. madde düzenlemelerinin paralelliği dikkate alınarak mükerrer 121. madde ile ilgili olarak 255 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yapılan açıklamalar dikkate alınabilir. Buna göre, yukarıda sayılan harcamaların vergi indirimine konu olabilmesi için harcamaların Türkiye’de ve gelir veya kurumlar vergisine tabi olan mükelleflerden yapılması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile vergi indirimine konu olan harcamaların gelir veya kurumlar vergisine tabi olmayan kişi veya kurumlardan yapılması halinde bu harcamalar, vergi indirimine konu teşkil etmeyecektir. Benzer şekilde; serbest bölge, free-shop gibi gümrük dışı sayılan yerlerde yapılan harcamalar(10) ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan harcamalar indirime konu olamaz(11).
D- EĞİTİM KURUMU KURUMLAR VERGİSİNDEN MUAF İSE İNDİRİM MÜMKÜN MÜDÜR?
Kurumlar Vergisi Kanunu’na veya kendi özel kanunlarında yer alan hükümlerde kurumlar vergisi muafiyeti tanınan kurumlardan yapılan harcamalar, vergi indirimine konu harcama olarak kabul edilmeyecektir. Sözgelimi, kurumlar vergisinden muaf olan üniversitelerden alınan belgeler indirim için geçerli olmayacaktır. Öte yandan, tüzel kişilikleri itibariyle kurumlar vergisi mükellefi olmayan dernek ve vakıfların, kurumlar vergisi mükellefi olan iktisadi işletmelerinden sağlanan vergi indirimine konu mal ve hizmetler için yapılan harcamalar vergi indirimine konu olacaktır.
Bu açıklamalara göre, harcamaların Türkiye dışında yapılması bakımından mal ve hizmet sunan iktisadi birimlerin vergi kanunları uygulamasında tam veya dar mükellefiyet esasında vergilendiriliyor olması önem arz etmeyecektir. Mesela; tam mükellefiyete tabi bir eğitim kurumunun yurt dışında bulunan şubesinde yapılan eğitim harcamaları bu kurumların Türkiye’deki merkezinden alınan belgelerle tevsik edilse bile harcamalar yurt dışındaki ülkenin katma değerini artırdığından indirim konusu yapılamayacaktır. Ancak, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan kurumların Türkiye’de bulunan şubelerinde yapılan eğitim harcamaları indirim konusu yapılabilecektir. Kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan kurumlar tarafından Türkiye’de açılan irtibat bürolarında verilen eğitim hizmetleri karşılığında yapılan ödemelerin tevsik edilmesi ve irtibat bürosunun kurumlar vergisi mükellefiyetinin bulunması durumunda bu harcamalar da indirim konusu yapılabilecektir(12).
Öte yandan, bedeli bankalar aracılığıyla transfer edilmek suretiyle dışardan posta ile veya başka şekilde getirtilen kitaplara ilişkin giderlerin indirimden yararlanması imkânsızdır(13). Aynı şekilde genel, katma ve özel bütçeli kurumlardan yapılan eğitim, harcamaları bu kapsamda değerlendirilmeyecek ve bu harcamalar vergi indirimine konu edilmeyecektir. Mal ve hizmetlerin alındığı gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin kazancının, kısmen veya tamamen vergiden istisna edilmiş olmasının vergi indirimi uygulamasına etkisi yoktur. Dolayısıyla, bu mükelleflerden yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin harcamalar vergi indirimine konu olacaktır.
E- DEVLET YA DA VAKIF ÜNİVERSİTELERİNE ÖDENEN EĞİTİM GİDERLERİ VE ÜNİVERSİTE HARÇLARI İNDİRİLEBİLİR Mİ?
Üniversitelere yatırılan ücret ve öğretim harçlarının beyan edilen gelirden indirilebilmesi için üniversitenin kurumlar vergisine tabi olması ve bu kurumlardan alınacak fatura ile belgelendirilmesi gerekmektedir.
Devlet üniversiteleri kurumlar vergisi mükellefi değildirler ve temel olarak parasızdırlar. Dolayısıyla devlet üniversitesinde öğrenim görenlerin üniversiteye ödedikleri bir eğitim gideri bulunmamaktadır. Ancak, öğrenime katkı payı anlayışı altında öğrencilerden ‘yıllık öğrenim harçları’ tahsil edilmektedir. Tahsil edilen harçlar karşılığında devlet üniversitelerinin fatura düzenlemeleri söz konusu olamayacağından, ödenen harçların kişilerin gelirlerinden indirilebilmesi mümkün değildir.
Öte yandan vakıf üniversiteleri de kurumlar vergisi mükellefi değildirler. Çünkü 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 56. maddesinin ‘b’ bendinde; üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerinin genel bütçeye dâhil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan malî muafiyetler, istisnalar ve diğer malî kolaylıklardan aynen yararlanacakları belirtilmiştir. Aynı Kanun’un Ek 7. maddesine göre de vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları, bu Kanun’un 56. maddesinde yer alan malî kolaylıklardan, muafiyetlerden ve istisnalardan aynen istifade ederler.
F- EĞİTİM GİDERİNİN BELGELENDİRİLMESİ
Mükellefler, eğitim giderleriyle ilgili vergi indiriminden faydalanabilmek için gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinden alacakları
a- Fatura
b- Serbest Meslek Makbuzu
c- Perakende Satış Fişi
d- Ödeme Kaydedici Cihazlara Ait Satış Fişi
ile harcamalarını belgelendireceklerdir. Herhangi bir şekilde gelir vergisinin konusuna giren kazanç ve irat elde etmeyen bu nedenle de gelir vergisi mükellefiyeti bulunmayan şahıslardan ya da gelir vergisinden muaf olan kişilerden alınan hizmet bedelleri belgelendirilse bile bu harcamaların indirim konusu yapılması mümkün değildir(14). Beyannameye, matrahtan indirilen eğitim giderlerinin müfredatını gösteren bir listenin eklenmesi gerekli ve yeterlidir. Harcama belgelerini beyannameye eklemeye lüzum bulunmamakla birlikte, bunlar istendiğinde yetkililere ibraz edilmek üzere zamanaşımı süresi doluncaya kadar saklanmalıdır(15).
G- ZARAR EDEN MÜKELLEF YAPMIŞ OLDUĞU EĞİTİM GİDERLERİNİ İNDİRİM KONUSU YAPABİLİR Mİ?
Yıllık gelir vergisi beyannamesi veren mükelleflerin, indirilecek eğitim giderlerinin matrahlarının % 10’unu aşmayan kısmını, beyannamelerinin ilgili satırında göstererek matrahtan indirmeleri ve yıllık gelir vergisini kalan tutar üzerinden hesaplamaları icap eder. Ancak yıllık beyanname ile beyan edilen bir gelir mevcut olduğu halde, gelir vergisi matrahı oluşmazsa veya zarar beyan edilmesi durumunda eğitim harcamaları indirim konusu yapılamayacaktır.
Mükellefin kendisinin, eşinin ve çocuklarının ayrı ayrı beyanname vermesi durumunda mükellefin kendisinin, eşinin veya küçük çocuklarının verdikleri beyannamede kâr toplamının yeterli olmaması nedeniyle indirim konusu yapamadıkları eğitim ve sağlık harcamalarına ilişkin indirimi diğer mükelleflerin (kâr beyanı çıkan eş veya küçük çocuğun/çocukların) kâr beyanının bulunması durumunda bu mükelleflerin vergiye tabi matrahlarından indirilmesi mümkün değildir. Bu yönüyle bu bent hükmü uyarınca tanınan indirim mekanizması beyanname veren şahıslara (mükelleflere) özgülenmiştir(16).
III- ÖĞRENCİLERE YAPILAN TAHSİL VE STAJ ÖDEMELERİ MATRAHTAN İNDİRİLEBİLİR Mİ?
Gelir Vergisi Kanunu’nu ikinci kısmının ‘Müteferrik İstisnalar‘ başlığını taşıyan altıncı bölümünde yer alan 28. maddeye göre; tahsil ve tatbikat (öğrenim ve staj) giderleri karşılığı olarak yapılan bazı ödemeler gelir vergisinden istisna edilmiştir. Buna göre: resmi ve özel müesseseler ve şahıslar hesabına yabancı memleketlerde tahsilde veya stajda bulunan öğrenci ve memurlara gider karşılığı olarak verilen paralar(17) ile Türkiye’de tahsilde bulunan öğrenciye iaşe, ibate ve tahsil gideri olarak ödenen paralar gelir vergisinden istisnadır. Ayrıca öğrencilere tatbikat (staj) dolayısıyla öğretim müesseseleri veya tahsil masraflarını üstlenenler tarafından verilen paralar da gelir vergisine tabi değildir.
A- İNDİRİM KİMİN HAKKI?
Madde hükmüne göre özetle, öğrenim ya da staj yapan öğrenciye resmi daireler, özel kuruluşlar ya da şahıslar tarafından öğrenim giderlerini (okul ücreti, yurt ücreti, yiyecek gideri, ulaşım gideri vb.) karşılaması amacıyla ödenen burslar, geliri elde eden öğrenci açısından vergiye tabi bir gelir olarak kabul edilmemektedir. Ancak, söz konusu maddede bu ödemeleri yapan özel kuruluşlar ve şahıslar açısından, yapılan ödemelerin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı düzenlenmemiştir. Gelir Vergisi Kanunu’nda matrahtan indirim konusu yapılacak harcamalar sayma yoluyla açıklanmıştır. Yukarıdaki maddeye göre yapılacak giderlerin indirim konusu yapılabileceğine ilişkin açık bir düzenleme mevcut değildir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinin ikinci ve beşinci bentlerinde belirtilen ve eğitim kuruluşlarına yapılan bağışlar ya da eğitim giderleriyle ilgili indirimler ise aynı Kanun’un 28. maddesi kapsamında yapılan giderleri kapsamamaktadır.
B- KAÇ ÖĞRENCİYE, TOPLAM NE KADAR BURS VERİLEBİLİR?
İşletmelerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 28. maddesi kapsamında eğitim ve staj giderlerini karşıladıkları öğrencilerle ilgili yaptıkları harcamaları indirim konusu yapıp yapamayacağından başka, eğer yapabilir ise kaç öğrenciye aynı anda burs verilebileceği, bu bursların kişi başı ne kadarlık bir tutarla sınırlandırılacağı ya da toplam tutarının ne kadar olabileceği konuları da madde metninde düzenlenmiş değildir.
Gerek gelişmiş ülke mevzuatlarında ve gerekse ülkemizde eğitime sağlanan avantajlar düşünüldüğünde, öğrencilere burs veren işletmelerin bu giderlerini vergi matrahlarından düşmemeleri isabetli bir düşünce olamaz. Ancak, bu indirimlerin sınırsız olamayacağı da aşikârdır. 128 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde(18); ‘Gelir Vergisi Kanunu’nun 28. maddesinin 1 ve 2 numaralı bentleri uyarınca, bu bentlerde yazılı şartlarla vergiden müstesna tutulan tahsil ve tatbikat ödemeleri ve bu meyanda burslar; gelecekte yapılacak hizmetler karşılığı teşkil eden ücret ödemesi sayılmakta birlikte, söz konusu istisna hükmü gereğince gelir vergisine tabi tutulmayacaktır.’ denilmiştir. Söz konusu Tebliğ’e göre, öğrencilere tahsil ve tatbikat nedeniyle yapılan ödemeler istisna kapsamına girmekle beraber ücret olarak kabul edildiğinden, safi kazancın tespiti için Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca, genel giderler kapsamında işletmenin kazancından gider olarak indirilecektir. Ancak indirim miktarının ne kadar olacağı açık değildir. Bazı görüşlere göre indirime konu olabilecek verilecek burs miktarının işin önemi ve genişliği ile orantılı olması şartı ileri sürülmektedir(19). Maliye Bakanlığı tarafından verilen bir Özelge’de de(20), yapılan ödemenin yeme ve yatma giderleri ile tahsil giderlerinin karşılanması amacına yönelik bulunması gerektiği ifade edilmiştir(21). Maliye Bakanlığı maddede bulunmayan bir sınırı ‘amaca yönelik’ olarak belirlemeye çalışmıştır ancak bu belirlemede iki sorun vardır: Birincisi, yeme ve yatma giderlerinin sübjektifliğidir. Öğrenci, bir yurtta kalabileceği gibi 5 yıldızlı bir otelde de konaklayabilir. İkincisi, ‘mutad uygulamalar’ açısından birinci sorun çözülse bile, bir şirketin kaç öğrenciye burs verebileceği sorununa cevap verilememektedir.
Öte yandan Maliye Bakanlığı verdiği özelgelerde kanunu lafzı ve ruhi itibariyle yorumlamak yöntemiyle kanun metninde açıkça bulunmayan bazı şartlar öngörmüştür. Buna göre, şirket sahibinin kendi çocuğuna yapacağı tahsil ve staj ödemelerini indirim konusu yapabilmesi için çocuğun firmanın iş konusuyla ilgili bir alanda öğrenim görmesi, firma ile öğrenci arasında burs karşılığı mecburi hizmet yükümlülüğü sözleşmesinin bulunması ve firma sahibinin çocuğunun başkalarının da katılacağı bir yarışma sınavı sonucunda burs almaya hak kazanmış olması gereklidir. Kısaca, firma sahibinin kendi çocukları için yapacağı tahsil ve staj ödemelerine herhangi bir ayrıcalık tanınmamış olup ancak genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapmak mümkün olabilmektedir.
IV- SONUÇ
Vergi mevzuatımızda, eğitimin teşvik edilmesi amacıyla düzenlenmiş ve eğitim harcaması yapanlara avantaj sağlayan pek çok düzenleme mevcuttur. Bunlardan birisi de mükelleflerin, yaptıkları eğitim harcamalarının tıpkı ticari faaliyetlerini yürütürken yapmak zorunda oldukları bir maliyet/gider unsuru gibi değerlendirilerek vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılmasına izin verilmesidir. Buna göre; gelir vergisi mükellefleri ve kurumlar vergisi mükellefleri gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde; beyan edilen gelirin % 10’unu aşmaması, Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim harcamalarını gelirlerinden indirebilir. Öte yandan Gelir Vergisi Kanunu’nun 28. maddesine göre; öğrenim ve staj giderleri karşılığı olarak yapılan bazı ödemeler de (şartları ve miktarı konusunda bazı belirsizlikler olmakla birlikte) gelir vergisinden istisna edilmiştir.
Yazar:AhmetOZANSOY*
Yaklaşım / Eylül 2008 / Sayı: 189
* E. Maliye Müfettişi
(1) Recep BIYIK – Aydın KIRATLI, Giderler ve İndirimler, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2006, s.623
(2) Recep BIYIK – Aydın KIRATLI, Vergi Teşvikleri ve Korumaları, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2006, s.646
(3) MB.’nin, 07.01.2002 tarih ve 42/4214-1486/000835 sayılı; 23.01.1995 tarih ve 42-4214-25/3920 sayılı Özelgeleri.
(4) BIYIK – KIRATLI, Giderler ve İndirimler, s.620
(5) Mehmet MAÇ, ‘Eğitim ve Sağlık Giderleri İndirimi’, E-Yaklaşım Dergisi, Sayı: 20, Mart-2005
http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=2005036350.htm, 28.08.2007.
(6) MB.’nin, 26.02.2002 tarih ve 42/4214 -1491/8346 sayılı Özelgesi.
(7) Beyan edilen gelirden anlaşılması gereken, beyannamede gösterilecek safi kazanç tutarıdır.
(8) Bu oran 5281 sayılı Kanun öncesinde % 5 şeklinde idi. 5581 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle birlikte 01.01.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere %5 oranı % 10’a çıkartılmıştır.
(9) Levent BAŞAK, ‘Yıllık Beyanname İle Bildirilecek Gelirlerden İndirilebilecek Harcama Kalemi Olarak Eğitim ve Sağlık Harcamaları’, Yaklaşım, Sayı: 133, Ocak 2004, s.157- 165
(10) BIYIK – KIRATLI, Vergi Teşvikleri ve Korumaları, s.645
(11) MAÇ, agm
(12) BAŞAK, agm
(13) MAÇ, agm
14) BAŞAK, agm
(15) MAÇ, agm
(16) BAŞAK, agm
(17) Ancak özel müesseseler tarafından yapılan ödemeler, benzeri devlet öğrenci ve memurlarına verilen miktardan fazla olduğu takdirde, aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur. Asli görev veya memuriyet dolayısıyla alınan ücretler bu istisnaya dâhil değildir.
(18) 31.01.1981 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(19) Ramazan CENK, ‘Tahsil, Tatbikat, Lisans, Staj, Burs ve Değişik Adlarla Öğrencilere Yapılan Ödemelerin Gelir, Kurumlar ve SSK Karşısındaki Durumu’, E-Yaklaşım, Sayı:50, Eylül 2007
http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=2007099673.htm, 30.09.2007
(20) MB.’nin, 23.05.2006 tarih ve B.07. 1.GİB.0.03.43/4310- 11/038588 sayılı Özelgesi.
(21) Şükrü KIZILOT, Danıştay Kararları ve Özelgeler, Cilt 7, Yaklaşım Yayınları, Ankara 2005